9 Ağustos 2012

ZONGULDAK'DAYDIK...

9 Ağustos-9 Eylül arası Zonguldak'daydık.Koşturmaca ama bir o kadarda keyifli bir ay geçirdik.Kuzularım organik ve doğal yaşadılar bende çok mutlu oldum.Canım kardeşimle gece yarılarına kadar bol bol sohbet ettik.Çocuklarla bol koşturmalı ve zorlu günler geçirdik, ama herşeye rağmen güzeldi.
Kuzular anane ile fındık toplamada...


 Her sabah insanın bahçesinden tazecik domates,salatalık toplamanın keyfi ne ile ölçülür ki.Kuzularda her sabah anane ile domates topladılar.Şimdi soruyorum bahçeden ne topladınız:Domates, salatalık diyorlar...



 Bu manzaraya karşı yemek yemenin zevki...Canım babacığım allah senden bin kere razı olsun.Mekanın cennet olsun babacığım(amin)Tüm hayatını ailesine ve eşine adayan eşsiz insan....
 Masumiyetin böylesi...Canım İlyas Efem....Deden gibi dürüst ve başın hep dik olsun...

 Mert'in aşkı Berk abisi....
 Yağmurlu bir günde üç şekerlik camdan dışarıyı izler ve yağmur yağıyor seller akıyoru söyler...
 Çantasını sırtından bırakmayan kızım.İnşallah çok çok okuyup güzel insan olacak ...
 Benim oğlum ananesine her şeyde yardım etti...Barbunya ayıklayan oğlum...
 Araba böyle yıkanılır haberiniz olsun ...Dayanışmanın gücü....
 2010 jenerasyonu böyle açık tenli ve renkli gözlü.Üç maviş maşallah (Kadir Tuğra)
 Annem ve canı bacıları...Benimde canım teyzelerim...
 Sude'ciğim Mert'i uyuturken.Bir zamanlar küçüğümüz olan sudeciğim artık abla oldu .Teyze istersen ben uyutayım diyor ve benden başarılı oluyor.
 Organik mısır bunlar...
 Anane ile bol bol oyun hamuru oynadık....
 Anane her güneşi bulduğunda bizi kovalara oturttu.
 Eylül'ün yağmurluğunu bulan kızım üstünden çıkartmadı.Ve tüm mahalleyi tepemizde güneş o yağmurlukla dolaştık.(artık millet gülmüştür bize )

 Ananesi ile fındık ayıklamaca...
 Banyo sonrası yakışıklı oğlum...
 Bu iki kafadar ne yapıyor orda...
 Uykucuk saati ....

 Saç böyle atılır....

 Uçak hastası oğlum...Bütün araçları kimin kullandığını soruyorum cevap vermiyor.Ama uçağı kim kullanır diyorum: pilot diyor....
 Sabah şekerleri....
 Kardeş sevgisi....(bir ömür hep sevin ve sayın bizbirinizi kuzularım)

6 Ağustos 2012

DİKMEN VADİSİ...

Dedesi torişlerini dikmen vadisine götürdü.Mert ve dedesi hep önden gidip erkek erkeğe dolaştılar. biz kızlar arkadan onları takip ettik.


4 Ağustos 2012

FUAT DEDE VE BİLGE NENE İLE İFTAR KEYFİ...


Yemekde canı sıkılan kuzular mama sandalyesi ile birbirlerini sürdüler:
Aşçıyı görüp şapkasını isteyen oğlum.(diyorum gurme olacak benim oğlum)

YEMEK YEMENİN ZEVKİ...

Her akşam dede torişlerine sıcak pide alır ve bizimkiler böyle yerler:

Babannede torişlerine kek yapmadan durur mu:
İkiside kek hastası.Mert ve Defne ye size süpriz ne yapayım dediğimde KEK diyorlar...


AMCA VE YENGEDE KAHVALTI....

Önce kahvaltı yapılır:
Parka gidilir:
Sonra çizgi film izlenir:
ve en son amca ve yengenin yatağına el konulup öğlen uykusuna geçilir:



3 Ağustos 2012

HAVA KUVVETLERİ MÜZESİ

Oğluşumun uçak sevdası bizi Ankara'daki hava kuvvetleri müzesine götürdü. Uçakları görünce uçak uçak diye çıldıran oğlum hatta birçoğuna bindi.Kimbilir belki günün birinde pilot olur ve deriz ki küçükden beri hep bir merakı vardı diye...,





DATÇADAYDIK...

Nerden başlasam nasıl anlatsam tam bana göre bir cümle şu anda...
15 günlüğüne diye çıktığımız Datça programımız 1 ay olarak sonlandırdık.1-15 Temmuz arasını aşkım ve canım dostum Gülden ve ailesi ile beraber geçirdik.Bu süreçde Nazlı halamız bizimleydi ve gerçekten çok yardımcı oldu.(teşekkürler )Pıtırcıklarım tatilden keyif alınca 15 gün daha yer kiralayıp kaldık.Tabi yanıma babannemiz ve dedemiz geldi.Onlarlada çok güzel bir 15 gün geçirip dolu dolu bir ay tatil yaptık.Bu arada ben tabiki tatil yapamadım. vallahi şenzlongda oturmadım desem yalan olmaz.Ama kuzularım mutluydu buda bana yeter.
Tatilin ilk 1 haftası deniz soğuk olduğu için kuzucukarım çok denize girmek istemediler.Bizde daha çok kumda oyunlar oynadık.Daha sonra deniz ısındı ve bizimkilerde alışınca sonrada çıkaramaz hale geldim.Sabahları bir posta denize gidip 10 da geliyorduk kahvaltı yapıp biraz oyun ve uyku saati geliyordu.Sonra uyanıp tekrar yemek ve akşamın 19:00 kadar denizde oynuyorduk.Mert ve Defne kolluklarla tek başlarına yüzüyorlar ve bütün sahildeki herkes onların deniz sevgisine ve cesaretine hasta oldular.Tabi böyle iki afacanı kollamak çok zor.O dalgalara atlayıp sevinmelerini hala gözümün önünde.
Tailde Allaha şükür ne uyku nede yemek düzenimiz bozuldu.Ayrıca yanıksız ve hastalıksız bir tatil geçirdik Allahıma binlerce şükür.Seneye yine Billurkent'de olacağım.Çocuklu insanlara tavsiye ediyorum.
Eskihisar feribot keyfi ,gemi deyip çıldıran iki çocuk :-)))

iskender yemeden yolculuk olmaz tabi ki :

iki aile ve üç çocukla istanbul-datça yolculuğu ancak İzmir DSİ'de bir gece mola ile olabilir.Uzun yolculukdan sonra çimleri gören ve suları bulan ekip çıldırır.

Bavullar bırakılır ve denize koşulur.

Kızımın müzik amcası her akşam defne ve mert e müzik çaldılar.Güzel kızımda müzik amca deyip durdu.
arkadaşlarıyla evcilik oynarken:


Üç kuzu baş başa:

Müzik amca ile yürüyüş yaparken:

saliha abla ile hoplamaca oynarken:

Gülden teyze ile akşam kıyafet defilesi:

Babanne ile bot sefası:

Kızımın bikini defilesi:








Nazlı hala ile gezmece:

Evimizin önünde çadır ve bot keyfi:

Bu gülüşü tanırım ben bir afacanlı sonrası:

sahilde havuz sefası:


Bol bol kumda oynamaca ve denize taş atmaca:

Her sabah çicekleri sulamaca: